Blogger Templates

29 Ağustos 2011 Pazartesi

AKIP GİDEN BULUTLAR VE YAĞMUR


Gökyüzüne baktığımızda, havada beyaz veya gri renkli pamuk kütlelerine benzer bulutları görürüz. Hatta kimi zaman onları pek çok değişik şekilleriyle, bildiğimiz bir şeylere de benzetiriz, değil mi? Peki ama bulutlar nasıl oluşmaktadır, hiç düşündünüz mü? İsterseniz hep birlikte bu pamuk kütlelerinin nasıl oluştuğunu görelim.


Ortalama büyüklükteki bir yağmur bulutunda yaklaşık 300 bin ton (300 milyon kg.) su bulunur.
Her gün yeryüzündeki suların bir bölümü Güneş'in sıcaklığının etkisiyle buharlaşır. Yani su, çok küçük damlacıklar biçiminde havaya karışır. Bu şekilde havaya karışan suya "su buharı" denir. Yere yakınlaşan hava ısınır. Isınan hava ise yükselir ve yükselirken bu su buharını da kendisiyle birlikte yukarılara götürür. Yüksekteki soğuk hava ile karşılaşan sıcak havanın içindeki su buharı, buz kristallerine dönüşür. Bunlar da bulutları oluşturur. 

Tuzlu denizlerden, mineralli göllerden buharlaşan su, beraberinde tuzları da yukarı taşır. Bu tuz taneleri gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Atmosfer, rüzgarın bu damlacıkları taşıması sayesinde, günde 27 milyon ton tuz kazanır. Bu tuzlar sonradan oluşacak yağmur damlasının çekirdeğini oluşturur. 

Bulutlar, Dünyamız'dan bakınca pamuk gibi görünürler. Bu nedenle bulutların çok hafif olduklarını düşünmüş olabilirsiniz. Oysa, bu su kristalleri, yeterince büyüyüp yağmura dönüştüğünde tonlarca su aktığını görürsünüz. Ortalama büyüklükte bir yağmur bulutunda 300 bin ton su bulunur. (1 ton 1000 kilograma eşittir. 300 bin ton ise, 300 milyon kilogramdır. Yetişkin bir insanın ortalama ağırlığının 60-70 kilogram olduğunu düşünürseniz bunun ne kadar büyük bir rakam olduğunu anlarsınız.) Evet yanlış duymadınız havada asılı duran 300 bin ton… 

İşte, Allah, bu dev bulutlardan yeryüzünü canlandıracak yağmuru yağdırır. Bu şekilde her yere kolaylıkla su ulaşmasını sağlar. Rabbimiz bize Kuran'da bulutların yağmura nasıl sebep olduğunu ise şu ayetle bildirir: 
Görmedin mi ki, Allah bulutları sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp çıktığını görürsün... (Nur Suresi, 43)

Ayrıca, Allah Kuran'da gökten indirdiği suyun temizliğine de dikkat çekmiştir: 

... Biz, gökten tertemiz su indirdik. (Furkan Suresi, 48) 
Ayette belirtildiği gibi su, gökten tertemiz bir şekilde iner. İçinde az oranda tuz ve bazı mineraller vardır. Aslında, bu da Allah'ın büyük bir rahmetidir. Çünkü toprak, yağmur suyundaki bu az miktardaki tuz ve mineraller sayesinde beslenir. Eğer okyanuslardan buharlaşan sular, yağmur olarak yağdıkları zaman yüksek oranlarda tuz içerselerdi, bu, yeryüzüne büyük zarar verebilirdi. Çünkü yağmur suyu çok tuzlu olsaydı, toprağı ve bitkileri kavurabilirdi. Bitkiler öleceği için de yiyecek bulamayan canlılar yok olurlardı. Kısacası Dünya'daki yaşam kısa bir süre içinde sona ererdi. Ama böyle olmaz çünkü Allah insanlara karşı büyük rahmet sahibidir. Kuran'da bu şöyle bildirilmektedir: 

Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa Suresi, 68-70)


Ayette anlatılanlar gayet açık bir şekilde herşeyin insanların yaşamasına uygun bir şekilde yaratıldığını haber vermektedir.

Çocuklar gördüğünüz gibi aslında hayatımız için gerekli olan hiçbir şeyi yapmaya ya da denetlemeye yetecek gücümüz yok. Allah dilemese yeryüzünde yaşamamız mümkün değil. Bu nedenle her an herşeyi Allah'ın yarattığını hatırlayıp, sürekli O'na şükretmeliyiz.

0 yorum: